MS 750 – MS 1250 yılları arasında bugün batı dediğimiz
tüm Avrupa’da bütün milletler çok yoğun şekilde din ile meşgul olduklarında,
her meseleyi din ile yorumlamaya ve çözmeye çalıştıklarında edebiyat, felsefe, sanat
ve bilim alanlarında karanlık döneme girmişlerdi.
Gene aynı dönemde bugün doğu dediğimiz İslam alemindeki
ülkelerde edebiyata, felsefeye,sanata ve bilime değer verilmiştir. Bu dönemde yukarıda
sayılan alanlarda önemleri tüm dünya tarafından kabul edilmiş Farabi, İbn-i
Sina, Biruni, Kindi, Battani, Razi, Sabit Bin Kurra, Cavit Bin Havvan,
Dinaveri, Harizmi, Fergani, İbn-i Türk, El-Cezeri, İbn-i Heysem, Ömer Hayyam ve
diğerleri gibi insanlar yetişmiştir. Bunların yetişmesine o dönemlerde
ülkelerin yöneticilerinin ve devlet adamlarının katkısı kuşkusuz çok büyük
olmuştur.
Batılılar, Haçlı seferleri sonucu doğudaki bu
gelişmeleri ve düşünce tarzını kendi ülkelerine götürmüşler, meselelerini din
ile çözmeyi bırakmışlar ve aydınlanma dönemine girerek bugünkü durumlarına
ulaşmışlardır.
Doğu alemindeki ülkeler ise 1300 lü yıllardan itibaren
kendi meselelerini dini yorumlarla çözmeye başlamışlar edebiyata, felsefeye,
sanata ve bilime eskiden verdikleri değerden uzaklaşmışlar ve bugün sonuç
ortadadır.
Atatürk ise ülkemizde Kurtuluş Savaşından sonra
Cumhuriyeti kurmuş yaptığı devrimlerle “Çağdaşlaşma” ışığının yakılmasını
sağlamıştır. Böylelikle Türkiye, İslam Ülkeleri içinde aydınlanmaya yönelen tek
ülke konumuna gelmiştir.
Ey büyük Türk Atatürk yaktığın ışık hiç sönmeyecek.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder