MUSTAFA KİRBİTÇİ
5 Aralık 2015 Cumartesi
19 Kasım 2015 Perşembe
İnsani Gelişme Endeksi
İnsani Gelişme Endeksi Birleşmiş Milletler teşkilatının yıllık
olarak hazırladığı bir endekstir.
İnsani Gelişme Endeksi (Göstergesi) ülkelerin üç konudaki gelişimlerini göz önünde tutar:
1) Uzun ve sağlıklı bir yaşam; ölçümü ortalama yaşam süresi ile
2) Eğitim; okulda geçirilen ortalama süre ile
3) Yaşam düzeyi; kişi başına düşen gelir ve alım gücünün Amerikan Doları'ndan hesaplanması ile yapılır.
Sonuçta bunların hepsi bir araya getirilerek ülkelerin
insani gelişmişlik derecesi ölçülmüş olur.
Bu ölçüm sonucunda
bir ülkenin gelişmiş, gelişmekte olan ya da gelişmemiş bir ülke olduğu; bunun
yanı sıra ekonomisindeki etkinin yaşam niteliğini ne düzeyde etkilediğini
gösterir.
10 Kasım 2015 Salı
Yaktığın Işık Hiç Sönmeyecek
MS 750 – MS 1250 yılları arasında bugün batı dediğimiz
tüm Avrupa’da bütün milletler çok yoğun şekilde din ile meşgul olduklarında,
her meseleyi din ile yorumlamaya ve çözmeye çalıştıklarında edebiyat, felsefe, sanat
ve bilim alanlarında karanlık döneme girmişlerdi.
Gene aynı dönemde bugün doğu dediğimiz İslam alemindeki
ülkelerde edebiyata, felsefeye,sanata ve bilime değer verilmiştir. Bu dönemde yukarıda
sayılan alanlarda önemleri tüm dünya tarafından kabul edilmiş Farabi, İbn-i
Sina, Biruni, Kindi, Battani, Razi, Sabit Bin Kurra, Cavit Bin Havvan,
Dinaveri, Harizmi, Fergani, İbn-i Türk, El-Cezeri, İbn-i Heysem, Ömer Hayyam ve
diğerleri gibi insanlar yetişmiştir. Bunların yetişmesine o dönemlerde
ülkelerin yöneticilerinin ve devlet adamlarının katkısı kuşkusuz çok büyük
olmuştur.
9 Kasım 2015 Pazartesi
Kemaliye ve Kapı Tokmakları
Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünden olan bizim sevgili Adil Ayık ile Faruk Parto; her daim gönül kapılarını bizlere özen ve güleryüzle açan iki arkadaşımızdır. Onların yürek kapılarındaki bu naiflik bakın taaa nerelerden geliyor...
Erzincan`ın Kemaliye ilçesinde kapı tokmakları motifleri ve sesleriyle bin yıllık bir tarihin kapısını aralıyor. Derin kanyonlar arasında uzanan bir vadiye yerleşmiş küçük ve şirin bir ilçe olan Kemaliye`de gözünüze ilk çarpan şey ahşap yapılar ve bu yapıların kapıları üzerindeki tokmaklardır. Kemaliye`nin binlerce yıllık tarihini ve sosyolojik yapısını anlatan kapı tokmakları kentin göze çarpan en belirgin özelliklerinden biri.
Erzincan`ın Kemaliye ilçesinde kapı tokmakları motifleri ve sesleriyle bin yıllık bir tarihin kapısını aralıyor. Derin kanyonlar arasında uzanan bir vadiye yerleşmiş küçük ve şirin bir ilçe olan Kemaliye`de gözünüze ilk çarpan şey ahşap yapılar ve bu yapıların kapıları üzerindeki tokmaklardır. Kemaliye`nin binlerce yıllık tarihini ve sosyolojik yapısını anlatan kapı tokmakları kentin göze çarpan en belirgin özelliklerinden biri.
7 Kasım 2015 Cumartesi
İşsizlik Oranı Hesabı
Türkiye İstatistik Enstitüsü, Uluslararası Çalışma Örgütünün standart hesaplama yöntemlerini kullanarak işsizlik oranını hesaplamaktadır. Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün kullandığı bu uluslararası standarda göre istihdam edilmeyen, son üç ayda iş aramış olan ve 15 gün içinde bir işte istihdam edilebilecek durumda olan kişiler işsiz olarak sınıflandırılıyor ve işsizlik oranı bu sayıya göre hesaplanıyor.
Bu hesaplamaya iş bulma ümidi olmadığı için son üç ayda iş aramayı bırakmış olup da iş bulsa çalışacak olanlar, mevsimlik işlerde çalıştıkları için iş aramayan ama sürekli bir iş bulsa çalışmaya hazır olanlar, ev kadınları, emekliler, irad sahipleri, öğrenciler, engelliler, yaşlılar ve hasta oldukları için iş aramayan ama bulabilse çalışmaya hazır olanlar, diğer nedenlerle iş aramayan ama iş olsa çalışmaya hazır olanlar dahil edilmiyor.
6 Kasım 2015 Cuma
Yetmişli Yıllara Gidesim Geldi
Okul uzak yollar çamur
Hava soğuk üşüsekte
Yolda bir bakkaldan
Kanyak alıp
Arkadaşlarla içesim geldi
Hava soğuk üşüsekte
Yolda bir bakkaldan
Kanyak alıp
Arkadaşlarla içesim geldi
5 Kasım 2015 Perşembe
Merduban
Merduban
Ağır ağır uzaklaşacaksın düşünce ve hayallerinden
Geçmişinde; acı-tatlı, renkli-renksiz bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın mazine: içten ağlayarak.
Mazin sararmış yüzün perde perde solmakta
Geçmişi geleceği seyret ki akşam olmakta.
Kendim için söylüyorum:
Ulan hıyar anlamıyormusun vaden dolmakta….
Ahmet Haşim şiirinden uyarlama
Ağır ağır uzaklaşacaksın düşünce ve hayallerinden
Geçmişinde; acı-tatlı, renkli-renksiz bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın mazine: içten ağlayarak.
Mazin sararmış yüzün perde perde solmakta
Geçmişi geleceği seyret ki akşam olmakta.
Kendim için söylüyorum:
Ulan hıyar anlamıyormusun vaden dolmakta….
Ahmet Haşim şiirinden uyarlama
4 Kasım 2015 Çarşamba
Barasor'dan Göç
1957 senesinin yazında
henüz beş yaşındayım.
Başbağlar köyü
öğçe mahallesinde Şakiroğlu Ahmet efendinin (yani dedem Ahmet Ayık’ın) evinin
ötmesinin altında son hazırlıklar yapılıyor. İstanbuldan gelen babamın
amcasının oğlu Fahri Ayık; annemi, beni ve kızkardeşimi İstanbula götürecek.
Ötmenin
altındaki üç katır var. Katırlardan birine kucağına aldığı iki yaşındaki
kızkardeşimle birlikte annem bindiriliyor. İkinci katıra bir yorganın içine ben
oturur vaziyette yerleştirildikten sonra yolculuk esnasında katırdan düşmeyeyim
diye örkenle sımsıkı katıra bağlanmış vaziyette bindiriliyorum. Üçüncü katıra
ise Fahri ağabeyim biniyor ve bu şekilde yolculuğumuz başlıyor.
3 Kasım 2015 Salı
2 Kasım 2015 Pazartesi
Sessiz Uçak
SESSİZ UÇAK
Artık "kesin dönüş" günü gelmişse Alamanya’dan,
Memelekete giden bir uçak kalkar Köln havaalanından.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanır o kalkışta birkaç mendil, birkaç kol.
Köln’de kalanlar bu seyahatten hem kederli hem elemli,
Günlerce Türkiye’den taraf ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son uçaktır bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve sevilen nafile bekler;
Bilinmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Ey henüz dönemeyip orada, Alamanya’da kalanlar,
Fırsat vermeyin, mutlu olduğunuzu sanacak SAZAN’lar.
Yahya Kemal Beyatlı şiirinden Köln’lüler için bir uyarlama
Memelekete giden bir uçak kalkar Köln havaalanından.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanır o kalkışta birkaç mendil, birkaç kol.
Köln’de kalanlar bu seyahatten hem kederli hem elemli,
Günlerce Türkiye’den taraf ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son uçaktır bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve sevilen nafile bekler;
Bilinmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Ey henüz dönemeyip orada, Alamanya’da kalanlar,
Fırsat vermeyin, mutlu olduğunuzu sanacak SAZAN’lar.
Yahya Kemal Beyatlı şiirinden Köln’lüler için bir uyarlama
Aşağıdaki iki mısrada benden ilavedir
31 Ekim 2015 Cumartesi
Çiğ Köfte
ÇİĞKÖFTE TARİFİ (Lütfen miktarlara ve yapılışa uyunuz.)
Malzemeler:
Yağsız sinirsiz ve damarsız 2 defa çekilmiş çiğköftelik
kıyma (kişi başı 50 gram)
7 çeşit baharat (hakikiki baharatçılarda hazır
satılır) (kişi başı 1 çay kaşığı)
Çiğ köftelik ince bulgur (kişi başı bir avuç-avuç
başaşağı)
Yeşil soğan (kişi başı 2 adet)à ince kıyılacak
Maydonoz (kişi başı demetin dörtte biri)à ince kıyılacak
Yeşil nane (kişi başı maydonozun yarısı kadar) à ince kıyılacak
Kuru soğan (kişi başı orta boy soğanın yarısı) à ince kıyılacak
İssot siyah acı pul biber (kişi başı 1 yemek
kaşığı)
Sarımsak (kişi başı yarım diş) à ince kıyılacak
Domates salçası (kişi başı yarım yemek kaşığı)
Acı biber salçası (kişi başı yarım yemek kaşığı)
Nar ekşisi (kişi başı 1 kahve kaşığı)
Marul veya Kıvırcık (1 adet) servis için yaprak
halde kullanılacak
Tuz (yeteri kadar)
Buz parçası (4-6 adet küçük)
30 Ekim 2015 Cuma
Bir Ziyaret
Sıradan Alman Vatandaşı Hans Obermayer Ükemizi Ziyaret Etti
Sıradan Alman Vatandaşı Hans Obermayer ve Gariban Türk vatandaşı Sarıyerli Çulsuz Halil başkanlığında ve yalnız kendi aralarında yapılan görüşmelerde, iki ülke arasındaki ilişkiler çeşitli yönleriyle ele alınarak iki ülkenin ortak gündeminde yeralan güncel bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında fikir teatisinde bulunuldu.
20 Ekim 2015 Salı
15 Ekim 2015 Perşembe
Yok Olmak
Sabah daha çökmeden yere
Şırıldayarak akıyordu küçük dere
Sanki gidiyordu yabancı yerlere
Ruhumla katılmışım ben…
Güneş biraz yükseldiğinde göğe
Pırıldayarak akıyordu küçük dere
Aşağı ucunda bir yerde
Takılıp kalmışım ben…
Zamanın yarıya geldiği yerde
Belli ki ölmüştü küçük dere
Artık akmıyordu sere serpe
Batmış yok olmuşum ben…
Vefa Lisesinin ortaokul kısmında okurken yazdığım bir şiir...
8 Ekim 2015 Perşembe
Kız Sen Köln'ün
Duruşun andırır asil soyunu
Ehrenfeld, Lindenthal, Poll’lü mü?
Bickendorf’lumu Ossendorf’lu mu?
Kız sen Köln’ün neresindensin?
Bilmem sözlü müsün, ya nişanlı mı?
Sevgilin yaşlı mı, delikanlı mı?
Ebertplatz’lı, Friesenplatz’lı, Rudolfplatz’lı mı?
Kız sen Köln’ün neresindensin?
Ehrenfeld, Lindenthal, Poll’lü mü?
Bickendorf’lumu Ossendorf’lu mu?
Kız sen Köln’ün neresindensin?
Bilmem sözlü müsün, ya nişanlı mı?
Sevgilin yaşlı mı, delikanlı mı?
Ebertplatz’lı, Friesenplatz’lı, Rudolfplatz’lı mı?
Kız sen Köln’ün neresindensin?
7 Eylül 2015 Pazartesi
Osmanlıda Terör ve Padişah Fermanı
Osmanlıda Terör ve Padişah Fermanı (Bir örnek)
Padişah Tuğrası (III.Mustafa)
Diyarbakır Valisi Vezirim Mustafa Paşa Diyarbakır eyaletinde bulunan sancaklar mutasarrıfları (yöneticileri) yüce makamımın hizmetçilerinden olan bu konuyu bildirmekle görevli olarak tayin olunan Efendi (boşluk) kadısı ile birlikte yüce fermanım sizlere ulaştığı zaman bilinsin ki, Çarsancak ve Çemişgezek ve Eğin kazaları ahalileri yüce makamıma dilekçe sunup haydutluk ve eşkiyalık ile meşhur Desmelü ve Şeyh Hasanlu eşkıyalarının terbiye edilmeleri ve cezalandırılmaları ve düzenleri için 1175 senesinde hala Van muhafızı olan yüce kişi dünyanın önde gelen düzen sağlayıcılarından olan Zaralızade Vezirim Feyzullah Paşa memur olduğunda Desmelü eşkıyası af ve aman dilemek ve teslim olmak için teşebbüs eyleyip bazı şartlara uymak ve bir takım kayıtlar altına alınmak şartıyla
Diyarbakır Valisi Vezirim Mustafa Paşa Diyarbakır eyaletinde bulunan sancaklar mutasarrıfları (yöneticileri) yüce makamımın hizmetçilerinden olan bu konuyu bildirmekle görevli olarak tayin olunan Efendi (boşluk) kadısı ile birlikte yüce fermanım sizlere ulaştığı zaman bilinsin ki, Çarsancak ve Çemişgezek ve Eğin kazaları ahalileri yüce makamıma dilekçe sunup haydutluk ve eşkiyalık ile meşhur Desmelü ve Şeyh Hasanlu eşkıyalarının terbiye edilmeleri ve cezalandırılmaları ve düzenleri için 1175 senesinde hala Van muhafızı olan yüce kişi dünyanın önde gelen düzen sağlayıcılarından olan Zaralızade Vezirim Feyzullah Paşa memur olduğunda Desmelü eşkıyası af ve aman dilemek ve teslim olmak için teşebbüs eyleyip bazı şartlara uymak ve bir takım kayıtlar altına alınmak şartıyla
2 Eylül 2015 Çarşamba
Yaş Altmışbeş
Yaş altmışbeş! Neredeyse yolun sonu eder.
Yaşıtlarımız gibi sonlarındayız ömrün.
Gençliğimizde gözümüzde bulunan fer,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Göz yaşına bakmadan ansızın gider.
Şakaklarımıza çoktan kar yağdı ne mi var?
İnanın, gerçekten bizimdir bu çizgili yüz,
Ve de gözlerimizin altındaki mor halkalar.
Neden böyle hüzünlü bakar ve bakışırsınız,
Facebook'ta sizi arkadaş bildiğimiz insanlar?
Zamanla nasıl değişiyormuş insan!
Hangi resmimize baksak biz değiliz.
Nerde o günler, o şevk, zevk ve heyecan?
Bu güler yüzlü insanlar biz değiliz;
Yalandır Facebook'suz olduğumuz yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile bizlere yabancı gelir.
Hayata, Facebook'ta birlikte başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrılıyor bir bir;
Gittikçe artıyor sosyal yalnızlığımız.
İnternetin başka rengi de varmış!
Geç farkettik facebook'un boş olduğunu.
Beğenilmemek insanı boğup yakarmış!
Her internet gününün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı erdiğimiz sonbahar!
Her yazışmada yakınlaşırken uzaklaştığımız.
Ne dönüp duruyor internette bu sözler?
Nerden çıktı bu beğen? paylaşan kim?
Bu kaçıncıdır paylaştığımız hayaller?
Arkadaşlıktan çıkartılmak hepimizin başında.
Uyuduk uyanamadık mutlaka olacak.
Kimbilir ne zaman, nasıl, kaç yaşında?
Bir yorumluk saltanatımız olacak,
Taht misali o facebook'un musalla taşında.Cahit Sıtkı Tarancı'dan Uyarlama.
28 Ağustos 2015 Cuma
Osmanlıca
Osmanlı Türkçesi ile Almanya-Arjantin Futbol Maçı
Reis-i imam-i
cemaatiyyenin liderliğinde Arjantinin az sayıdaki Gariban-i umumiyyesinin; Mühendis-i kürre-i hümayun, Serdar-i kuvva-ül
küre, Muhafazzar-i kal'a ve Krampon-ül deccal-u uryanlara yaptığı Tezahür-ü cümle-i cemaate rağmen:
Asakir-i milliye-i
devleti Arjantin, Musabaka-i hicret-ul gurbette Alman nam devletin asakiri
milliyesi ile icra ettüğü Cihad-ül
kuvva-i milliyede 1-0 lık bir netüce ile
Vaziyet-ül madara olmasına rağmen Hezimet-ül
Yarabbi şüküre ulaşabilmüştür.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)







